Menopoz sonrası hormon replasman tedavisi (HRT) yanlış anlaşılmalarla dolu bir konudur. Tıp tarihinde, menopoz sonrası kadınlar için hormon tedavisi doğru bir amaç uğruna başlasa da kullanılan araçlar çok yanlıştı. Bu yazıyı hazırlamaktaki amacım, her kadının hormon replasman tedavisinin ne olduğunu, biyoeşdeğer hormon tedavisinin ne olduğunu, menopoza giriş ve menopoz sonrası yaşanacak yılları bütüncül olarak çok daha sağlıklı ve bilinçli olarak geçirebilmelerini sağlamak ve hormon tedavileri hakkında yanlış bilgileri düzeltmektir.
Günümüzde, toplumların giderek yaşlanmasıyla birlikte yalnızca uzun yaşam beklentisi değil, bunun yanı sıra nitelikli ve sağlıklı bir yaşam arzusu da büyük bir önem kazanmıştır. Yaklaşık 45-48 yıl ile sınırlı yaşam süresi günümüzde 70 yaşların üzerine çıkmıştır. Bu gelişme, sadece yaşam süresinin uzaması değil, aynı zamanda kaliteli bir yaşam sürdürmenin gerekliliğini de ortaya koymaktadır.
Menopoz, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) önerdiği ve genel kabul gören tanıma göre, “yumurtalık (ovaryum) fonksiyonlarının kaybı sonucu menstruasyonun (adet döngüsünün) kalıcı olarak sona ermesi” olarak tanımlanmaktadır. Adetin kalıcı olarak sona ermesine eşlik eden değişimler yıllar öncesinden başlamaktadır. Bir kadın bir yıl boyunca adet görmemişse, son gördüğü adet dönemi “menopoz” olarak adlandırılır. Bu noktadan sonraki dönem “postmenopozal dönem,” bu sürecin öncesi ise “premenopozal dönem” olarak tanımlanır.
HORMON REPLASMAN TEDAVİSİNİN ÇIKIŞI VE YANLIŞ BİLGİLER ve WHI ÇALIŞMASI
Hormon Replasman Tedavisi (HRT), menopoz dönemine giren kadınlarda azalan veya tamamen kaybolan hormonların (östrojen ve progesteron) yerine konulmasını amaçlayan bir tedavi yöntemidir. Bu tedavi, menopozun yol açtığı semptomları hafifletmek ve uzun vadede bazı sağlık sorunlarını önlemek için uygulanır. HRT ‘nin ilk olarak tasarlanması 1930’lardadır. Ancak klinikte yoğun olarak kullanılması 1950’lerden itibarendir.
WHI Çalışması:
1998 yılında başlatılan WHI (Women’s Health Initiative) çalışması, menopoz dönemindeki kadınlarda hormon tedavisinin etkilerini incelemek amacıyla planlanmıştır. 2002 yılına kadar neredeyse tüm kadınlara önerilen post-menopozal hormon tedavileri, tıp dünyasında ezber bozan bir çalışmanın sonuçlarıyla birlikte büyük bir dönüşüm yaşadı. Bu çalışmanın ardından hormon tedavileri neredeyse tamamen terk edildi ve bu durum, tıp tarihindeki en dikkat çekici kırılma noktalarından biri olarak kayıtlara geçti.
Bu çalışmada verilen menopozdaki kadınlara aynı ve yüksek dozda sentetik hormon verilmiş, çalışmaya katılan kadınların %83’ü 5 yıl ve üzeri menopoz süresine sahip, Ortalama yaşı 63 (40-79 yaş aralığı) olan, %34’ü obez, %50’si sigara kullanan, %36’sı yüksek tansiyona sahiptir. Bu nedenlere bağlı olarak çalışmaya katılan kadınlarda meme kanseri, emboli, inme risklerinde artış görüldüğünden çalışma yarıda kesilmiştir. Hormon tedavisi, bireysel olarak planlanması gereken bir uygulama olmasına rağmen, aynı doz ve protokol tüm kadınlara uygulanmıştı.
Özetle:
Hormon tedavisi, bu çalışmadaki gibi standartlaştırılmış, her birey için aynı şekilde uygulanacak bir yöntem değildir. Asıl problem:
- Gerçek hormonlar yerine sentetik taklitlerin kullanılması.
- Hap şeklinde doğaya aykırı bir şekilde verilmesi.
- Düzeylerin ölçülmemesi ve düzenli takip edilmemesi.
- Her kadına aynı tedavi protokolünün uygulanması, bireyselleştirmenin göz ardı edilmesi.
Çalışma sonrası dünya genelinde hormon tedavisine karşı bir güvensizlik oluştu. Kadınlar tedaviyi kullanmaktan, hekimler ise yazmaktan çekindi. 2000’li yıllarda birçok kadın hormon tedavisi alamadı ve menopozun fiziksel ve ruhsal yıpratıcı etkilerini yoğun bir şekilde yaşadı.
Bu çalışma, sentetik hormonların popülaritesini azalttı ve daha güvenli alternatiflere olan talebi artırdı. Bu dönemde biyoeşdeğer hormon tedavileri daha fazla dikkat çekmeye başladı.
Ayrıca hormon replasman tedavisinin ilk çıktığı yıllarda sadece östrojen hormonu kullanılması, progestoren tedavisinin verilmemesi ve kişiye özel tedavi uygulanmaması nedeni ile de meydana gelen riskler hormon replasman tedavilerinin kötü şöhretine zemin hazırladı.
Biyoeşdeğer Hormon Replasman Tedavisi
Günümüzde biyoeşdeğer hormonlar, kişiye özel tedavi planlarıyla menopoz semptomlarını hafifletmek için sıkça tercih edilmektedir.
Biyoeşdeğer hormon tedavisi, insan vücudunun ürettiği doğal hormonlara oldukça benzeyen yapay hormonlarla uygulanan bir tedavi yöntemidir. Genellikle hormon replasman tedavisi (HRT) olarak da adlandırılan bu tedavi, özellikle kadınlarda menopoz sonrası dönemde hormon seviyelerinin düşmesine bağlı olarak ortaya çıkan semptomların yönetiminde kullanılır.
Menopoz döneminde düşen östrojen ve progesteron hormonları, birçok farklı semptoma neden olabilir. Bu semptomlar şunlardır:
- Sıcak basması
- Aşırı terleme
- Uyku sorunları
- Cilt ve saç değişiklikleri
- Kemik kaybı (osteoporoz)
- Ruh hali değişiklikleri
Biyoeşdeğer hormon tedavisi, bu semptomların kontrol altına alınmasını sağlayabilir. Tedavide, genellikle bitkilerden elde edilen ve işlenerek vücut hormonlarına benzeyen östrojen, progesteron ve testosteron gibi hormonlar kullanılır. Bu hormonlar, doğal hormonlara çok yakın bir yapıya sahip olduğu için vücut tarafından daha kolay kabul edilir ve daha az yan etkiye neden olabilir.
Biyoeşdeğer Hormon Tedavisinin Mantığı
Hipotiroidi hastalığında, tiroid bezi yeterince hormon üretmediğinde dışarıdan tiroid hormonu verilmesi gibi, biyoeşdeğer hormon tedavisinde de eksik hormonlar dışarıdan takviye edilir. Bu tedavi, eksik hormon seviyelerini yerine koyarak vücuttaki hormon dengesini yeniden sağlamayı amaçlar.
Biyoeşdeğer hormon tedavisi genellikle 5 ila 10 yıl arasında bir süre uygulanabilir. Aşağıdaki durumlarda tedavi sıklıkla tercih edilir:
- Menopoza giriş dönemi
- Erken menopoz
- Cerrahi menopoz (rahim veya yumurtalıkların alınması sonrası menopoz)
- Menopoz sonrası dönemde
Tedaviye erken başlanması, semptomların daha etkili bir şekilde kontrol edilmesi ve uzun vadeli sağlık risklerinin azaltılması açısından önem taşır.
Hormon replasman tedavisi sayesinde sadece menopoz semptomları önlenmekle kalmaz, aynı zamanda menopoza bağlı artan riskler de azaltılabilir. Bu riskler arasında:
- Kardiyovasküler hastalıklar
- Kilo alımı
- Kemik kaybı (osteoporoz) yer alır.
Biyoeşdeğer hormon replasman tedavisinin riskleri var mı?
Biyoeşdeğer hormon replasman tedavisi her kadın için uygun olmayabilir. Bu nedenle biyoeşdeğer hormon replasman tedavisi öncesinde fizik muayene, kapsamlı bir tıbbi geçmiş değerlendirmesi ve gerekli laboratuvar testlerinin, karotis doppler incelemesi, Pap smear testi, radyolojik inlemelerin yapılması önemlidir. Ayrıca, kişinin bireysel risk faktörleri (örneğin, kanser öyküsü, kardiyovasküler hastalık riski, pıhtılaşma bozuklukları) dikkate alınarak tedavi planlanmalıdır.
Biyoeşdeğer hormon replasman tedavisinde her ne kadar vücuda uyumlu ve vücudun doğal hormonlarına en yakın bileşikler kullanılsa da çeşitli yan etkiler görülebilir. Bu nedenle mutlaka doktor denetiminde kullanılmalıdır.
Tedavi sırasında hormon düzeyleri düzenli takip edilebilir
Biyoeşdeğer hormon replasman tedavisi öncesinde ve tedavi sırasında hormon düzeyleri kişinin kan örneğinden ölçülür. Sentetik hormon replasman tedavisinin etkileri net bir şekilde izlenemeyebilir. Ancak biyoeşdeğer hormon replasman tedavisinde vücut tarafından üretilen doğal hormonlara biyokimyasal olarak çok benzediği için kanda daha doğru bir şekilde ölçülebilir. Bu, tedavi sürecinde hormon seviyelerinin izlenmesini ve dozların bireysel ihtiyaçlara göre ayarlanmasını kolaylaştırır. Ayrıca, bu özellik biyoeşdeğer hormon tedavisinin kişiye özel hale getirilmesini sağlar. Doz ayarlaması da böylelikle mümkündür. Düşük dozlarda başlanarak kişinin ihtiyacına yönelik doz arttırımı yapılabilir.
Ülkemizde hazır formları bulunmayan bu biyoeşdeğer hormonlar ilgili uzmanlarca reçete edilerek eczacılar tarafından majistral ilaç olarak hazırlanmaktadır. Hormon replasman tedavisinde özel olarak hazırlanan bileşiklerden östrojen hormonu jel formunda uygulanır. Biyoeşdeğer progesteron, genellikle ülkemizde hazır formda mikronize progesteron olarak bulunabiliyor. Bu form, hem oral (ağızdan) hem de vajinal yolla kullanılabiliyor. Ancak kişinin özel ihtiyaçlarına göre, progesteron da majistral ilaç olarak hazırlanabilir. Testosteron için ise biyoeşdeğer form genellikle majistral ilaç şeklinde temin ediliyor. Hazır formlar daha sınırlı olmakla birlikte, testosteron genellikle jel, krem, enjeksiyon veya implant formlarında kullanılabilir.
Balıkesir’de biyoeşdeğer hormon replasman tedavisi kliniğimizde uygulanmaktadır. Balıkesir’de de biyoeşdeğer hormon replasman tedavisi kadın hastalıkları ve doğum uzmanı tarafından yapılmaktadır. En doğru bilgiyi hekiminizden alabilirsiniz.
Kadınların biyoeşdeğer hormon replasman tedavisi hakkında bilgilenmesi oldukça önlemlidir. Hormon replasman tedavisine erken başlamak, menopozun ilerleyen dönemlerinde gelişebilecek sağlık sorunlarını önlemek için önemlidir. Kadınlar bu bilgiyi öğrenerek tedaviye zamanında başlayabilir ve bu durum yaşam kalitelerini artırabilir. Biyoeşdeğer hormon tedavisi kişiye özel hazırlanabilir. Kadınların bu tedavi seçeneklerini bilmesi, ihtiyaçlarına uygun bireysel bir plan oluşturulmasına katkıda bulunur. Hormon tedavileri hakkında toplumda yanlış bilgiler ve gereksiz korkular olabilir. Kadınlar doğru bilgiye sahip olduklarında, bu yanlış önyargıların etkisinden kurtulabilir ve kendileri için en iyi kararı alabilirler.
Bilgilendirme amaçlıdır.